ZARA ve ZARAKOL ARASINDAKİ HUKUK DAVASI ÜZERİNE BİR İNCELEME !...
DAVACI : Zara
DAVALI : Zarakol İletişim Hizmetleri, TPE
DAVA KONUSU : “Zarakol” markasının tescil başvurusuna yapılan itirazın reddi kararının iptali ve sözkonusu marka başvurusundan “zara” ünvanının çıkarılarak “kol” ünvanının bırakılması istemi
AÇIKLAMALAR : Yaklaşık 25 yıldır basın ve halka ilişkiler sektöründe faaliyet gösteren ve 15 yıldır da Zarakol soyadını unvan olarak kullanan Necla Zarakol, Zarakol unvanını tescil ettirmek için 2005 yılında Türk Patent Enstitüsü'ne (TPE) başvurunca, ünlü hazır giyim markası Zara’nın yetkilileri bu başvuruya itiraz etmişlerdir. Enstititü itirazı reddedince, TPE içindeki Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’na intikal eden husus, Zarakol lehine sonuçlandı.
Ankara Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nde dava açan Zara, KHK.m.8/2 ‘ye dayanmıştır. Buna göre, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verilebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, marka sahiplerinin itirazı üzerine farklı mal ve hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusunun reddi gerekmektedir.
Davalı Zarakol ise aynı sektörde faaliyet göstermediklerine ve bu temelde haksız rekabete yol açacak bir durumun oluşmadığına dikkat çekmişlerdir. Ayrıca, firma sahibi olan Necla Zarakol’un evlilikle kazanmış olduğu soyadının ünvan olarak kullanmasının en doğal hakkı olduğunu da eklemişlerdir.
Dava halen devam etmektedir.
DEĞERLENDİRME : Marka hukuku teorik olarak bazı formüllere oturtulabilmiş gibi görünse de uygulamada, her bir somut olay kendine özgü farklılıklar içermekte ve çok fazla birbirine benzeyen davalar bile farklı mantıklarla sonuçlanabilmektedir.
Sözkonusu somut davada, tanınmış marka olduğu kesinlik derecesinde olan davacı “zara” vardır. Tanınmış markalara özel marka hakkı korumalarından biri olan, belli şartların varlığı halinde, farklı mal ve hizmetlerde dahi kullanılmasını önleme hakkıdır. Belli şartlar dediğimiz hususlar; tanınmış marka nedeniyle haksız bir kazanca neden olunabilecek olması , tanınmış markanın itibarına zarar gelebilecek olması ya da ayırt edicilik unsurunun zedelenebilecek olmasıdır. Her somut olayın farklılık gösterdiğini daha önce söylemiştik. Bu durumdaki farklılık Türkiye’de “zara” adında bir ilçenin varlığıdır. “Zarakol” soyadı kaynaklı bir markadır ve zaradan gelenler anlamında kullanılmaktadır. Zara’nın dünyanın her yerinde bu tarz davalarının olduğu ve her ne şekilde olursa olsun içinde “zara” sözcüğü geçen markalara dava açtığı bilinmektedir. Ancak burada Türkiye için Zara ilçesinin varlığı bir özellik teşkil eder. Ayrıca, gerek Zara ilçesinin varlığı gerekse Zarakol firmasının 15 yıldır başka bir sektörde faaliyet gösteriyor olması ve Zara’nın Türkiye’de tanınmışlığının 15 yıl öncesine gitmesinin zor olması gibi nedenlerle, tanınmış marka zara üzerinden haksız bir kazanç sağlanması, zara nın itibarının zedelenmesi ya da ayırt edicilik unsurunun zarar görmesi ihtimalleri yok denecek kadar azdır. En azından adalet terazisine koyduğumuzda, Zarakol firmasının markasını kol olarak kullanmasından doğacak zararından daha azdır.
Filiz İĞDE